30 ton ağırlığındaki ilk bilgisayarın adı nedir ?

Berk

New member
30 Ton Ağırlığındaki İlk Bilgisayar: Kim Bu Devasa Arkadaş?

Evet, doğru okudunuz. 30 ton! Bu, bir bilgisayarın ağırlığı olabilir mi? O zamanlar bilgisayarlar, bugünkü zarif laptoplarımızın aksine, oldukça iri ve oldukça ağırdı. Hatta 30 tonluk bir bilgisayarın ne kadar büyük olduğunu tahayyül edebilmek bile zor. 30 ton, bir büyük inşaat makinesi ya da küçük bir köprü kadar ağır olabilir. Peki, bu devasa makinenin adı nedir? Hangi zeki mühendis, bu kadar ağır bir cihazı tasarlamaya karar vermiştir?

Bu yazıda, teknoloji tarihinin ilginç ve eğlenceli bir köşesine dalacak ve 30 tonluk ilk bilgisayarın kim olduğunu keşfedeceğiz. Her şeyin başlangıcına dair ufak bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz? Hadi gelin, bu dev bilgisayarın arkasındaki hikayeyi keşfederken biraz da mizah katalım. :)

30 Tonluk İlk Bilgisayarın Adı: ENIAC!

Adı "ENIAC" (Electronic Numerical Integrator and Computer). 1940’ların sonlarına doğru, bilgisayarın ilk kez dijital bir sistem olarak ortaya çıkmasına öncülük eden bu devasa cihaz, ABD’de Pennsylvania Üniversitesi'nde inşa edilmiştir. ENIAC, yaklaşık 30 ton ağırlığındaydı ve 1.800 m2'lik bir alana yayılıyordu. O zamanlar, bilgisayarlar devasa büyüklükleriyle dikkat çekiyordu. Bugünkü akıllı telefonlarımızla kıyasladığınızda, ENIAC bir hayal gücü patlaması gibi kalıyor. Tam anlamıyla bir "güç gösterisi"!

Erkeklerin bakış açısından, ENIAC’ın büyüklüğü ve işlevi göz önüne alındığında, bu bilgisayarın teknik detayları oldukça ilginçtir. ENIAC, saniyede 5.000 toplama işlemi yapabilen bir cihazdı ve bununla birlikte ilk kez elektriksel olarak programlanabilen bir bilgisayar olarak tarihe geçti. Yani, çözüm odaklı düşünmeyen bir mühendis, bu kadar ağır bir bilgisayar yapmaya cesaret edebilir miydi? Tabii ki hayır. Bu büyüklük, o dönemin teknolojik sınırlarını zorlamanın bir simgesiydi. Bu kadar büyük bir bilgisayar inşa etmek, hem mühendislik hem de bilimsel anlamda büyük bir stratejik hamleydi.

Kadınların Gözünden ENIAC: Teknoloji ve İnsan Bağlantısı

Kadınların bakış açısı, genellikle teknoloji ile insan hayatı arasındaki ilişkiler ve toplumsal etkiler üzerine yoğunlaşır. ENIAC gibi dev bir bilgisayar, sadece teknik bir başarı olarak değil, aynı zamanda toplumsal yapılar üzerinde de önemli etkiler yaratmıştır. ENIAC’ın inşası, dönemin erkek egemen mühendislik dünyasında, kadınların büyük katkılarının da göz ardı edilmesine yol açan bir durumdu. O zamanlar, bilgisayar mühendisliği çoğunlukla erkeklerin domine ettiği bir alandı, ancak birkaç kadın matematikçi ve programcı, ENIAC’ın işler hale gelmesinde çok önemli roller üstlendiler. Bu kadınlardan biri, Betty Holberton’dı. Holberton, ENIAC’ın ilk programcısıydı ve cihazın çalışabilmesi için yazılım geliştiren en önemli isimlerden biriydi.

Burada önemli bir nokta var: Kadınların teknolojiye bakışı sadece teknik değil, aynı zamanda toplumsal etkileri de göz önünde bulunduran bir bakış açısı sunar. Bu büyük cihazın arkasındaki emeği ve insan hikayelerini unutmamak gerekir. Kadınlar, bu tür büyük projelerde teknik değil, daha çok insan odaklı çözüm ve bağlantılar kurma eğilimindedir. Yani, ENIAC’ın yalnızca bir mühendislik başarısı değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitsizliklerine karşı bir mücadele alanı olarak da görülmesi gerektiğini söyleyebiliriz.

Gelişen Teknoloji ve 30 Tonluk Bilgisayarlar: Gelecekte Ne Olacak?

30 tonluk ENIAC’tan bugüne kadar geldiğimiz noktada, bilgisayarlar oldukça küçülüp güçlendi. Şu an cebimizde taşıdığımız telefonlarımız, ENIAC’ın 60 yıl önceki gücünü çok rahat bir şekilde aşabiliyor. Peki, gelecekte ne olacak? 30 tonluk bilgisayarların yerini ne alacak? Teknoloji o kadar hızlı ilerliyor ki, belki 50 yıl sonra elimizdeki cihazlar, şimdiki bilgisayarlarımızdan çok daha gelişmiş olacak. Ancak, belki de gelecekte daha az yer kaplayan, ama son derece güçlü bilgisayarlar, sadece bizlerin işini kolaylaştırmakla kalmayacak, aynı zamanda çevremizdeki dünya ile etkileşimimizi de dönüştürecek.

Bunun yanı sıra, ENIAC’ın devasa büyüklüğü, yalnızca bir zamanlar teknolojinin sınırlarını zorlayan bir "güç gösterisi" iken, belki de gelecekte daha insan odaklı, daha çevre dostu ve daha sürdürülebilir teknoloji anlayışları ön plana çıkacak. Daha az enerji tüketen, doğal kaynakları daha verimli kullanan bilgisayarlar, bu devasa makinelerin yerini alabilir. Zaten günümüzde büyük veri merkezleri bile daha verimli hale getirilmek için sürekli olarak yeni teknolojilerle donatılmakta.

Erkeklerin bu konuda bakış açısı, teknolojinin gelişmesini ve daha verimli hale gelmesini çözüm odaklı şekilde değerlendiriyor. Kadınların bakış açısı ise, bu teknolojilerin insanlar ve toplumlar üzerinde yaratacağı etkileri, sürdürülebilirliği ve toplumsal faydayı göz önünde bulunduruyor.

Sonuç: Dev Bilgisayarlar ve Gelecekteki Yeni Teknolojiler

ENIAC gibi devasa makineler, tarihin önemli kilometre taşlarından biridir. 30 ton ağırlığındaki bu bilgisayar, bir yandan mühendislik ve bilimsel başarıyı simgelerken, diğer yandan teknoloji ve toplum ilişkisini de sorgulamamıza neden oluyor. Hem erkeklerin stratejik, çözüm odaklı bakış açıları hem de kadınların toplumsal etkilere dair empatik bakış açıları, teknolojinin sadece işlevselliğinden çok, insanlar üzerindeki etkilerini de anlamamıza yardımcı oluyor.

Gelecekte, teknoloji muhtemelen daha küçük, daha güçlü ve daha sürdürülebilir olacak. Belki de 30 tonluk bir bilgisayar, sadece bir müze parçası olarak kalacak. Ama yine de, bu devasa makinelerin geçmişi, insanlık tarihinin önemli bir parçası olmaya devam edecek.

Sizce, gelecekte bilgisayarlar ne kadar küçülüp, ne kadar güçlü hale gelecek? Bu devasa makinelerin yerini alacak teknolojiler, hayatımızı nasıl etkileyecek?